© Marpol TV 2015

“AVRUPA İSLAM DÜŞMANLIĞINDA BAŞI ÇEKMEKTEDİR”

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, yerel basınla bir araya geldiği toplantıda Cumhurbaşkanlığı Sistemi hakkında gazetecilere bilgi verdi

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen kahvaltıda Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya ve Kilis’te görev yapan gazetecilerle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, “Avrupa, şimdi de İslam düşmanlığında başı çekmektedir” dedi. 

  Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca, Basın İlan Genel Müdürü Yakup Karaca ve 150 gazetecinin katıldığı toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye karşı tutumunu eleştirdi.

  Hollanda ve Avrupa’nın Orta Çağ karanlığına geri gidiş adımları attığını kaydeden Kaynak, “Basın özgürlüğü ayaklar altında, basın özgürlüğü Türkiye de uygulanmıyor diye biz sorgulanırken Almanya'da, Hollanda'da Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan rezalet bütün dünyanın gözü önündedir. Bakın basın özgürlüğü aslında, haber alma özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Medeniyetin beşiği olan Avrupa, insan hakları, özgürlükler ve demokrasi üzerinde yükselen Avrupa, dün insanların dini sembol sayılacak kıyafetlerle çalışmasının engellenebileceğini hükmetti. Dünya diplomatik pasaport sahibi bir hanımefendinin bir kadının kendi ülke toprağı sayılan konsolosluğuna girmesini atlarla, itlerle ve gorillerle engellenmesine şahitlik etti. Bugün gazetelerimizde var. Adeta dünyanın en vahşi, en azılı teröristi yakalanmış gibi. Teşekkür ediyoruz basın mensuplarımıza. Dünyaya ırkçılığı, faşizmi, nazizmi her türlü kötülüğü, sosyalizmi, komünizmi ne kadar kötülük varsa, ne kadar insanlığın felaketine yol açan şey varsa bunları hediye eden Avrupa şimdi de İslam düşmanlığında başı çekmektedir. Terörle mücadele yasanızı gevşetin diyen Avrupa kendisi bizzat demokrasi için, demokratik değerleri ayakaltına, demokrasi için oralarda olan Türkiye’nin sivil toplum kuruluşlarına milletvekillerine ve bakanlarına terör estirmektedir” dedi.

  Avrupa’nın aynı zamanda dünyada soykırımı icat eden bir bölge olduğunu savunan Kaynak, “Bizim ecdadımız asla soykırımla anılmamıştır. Bakın Osmanlı'nın görev yaptığı, hüküm sürdüğü coğrafyada hala o insanlar 600 sene hüküm yediği yerlerde kendi dilleriyle konuşmaya devam etmişlerdir. Kendi inançlarıyla yaşamaya devam etmişlerdir. Ama şimdi dönüp bakıyorsunuz 'dini sembol sayılacak şeylerle çalışamazsınız.' Avrupa için Orta Çağ karanlığına gidişin ilk adımları atılmıştır. Biz hiçbir şeyi milletten saklayarak yapmadık” diye konuştu.

 

  “Bizim rejim değişikliğiyle asla bir işimiz olmaz”

  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile milletvekillerinin genel kurullardaki davranışlarını eleştiren Kaynak, anayasanın 18 maddesinin değiştiğini, Türkiye'de bir rejim değişmediğini vurgulayarak, konuşmasının sonunda şunları kaydetti:

  “Ana muhalefet partisinin genel başkanı Kılıçdaroğlu, 'bunu milletten kaçırdınız, bunu millete anlatmadınız' diyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonunda bu 18 maddelik anayasa değişikliği görüşülürken bütün millete sorsak hafızanızda ne var? Muhalefetin anayasayla ilgili söylediği hukuki, siyasi bir cümle ne var? Ben söyleyeyim. Su savaşları var. Bardaklarla, şişelerle birbirlerine su fırlatmaları var. Genel kurul görüşmelerinde hafızanızda ne var? Burnu kırılan genel başkan yardımcısı, meclisin kürsüsünü bloke eden milletvekilleri ve meclisin mikrofonuna kendisini kelepçeleyen milletvekili. Mecliste duyduğum bir tane cümle vardır. Bu bir rejim değişikliğiydi deniliyor. Bizim rejim değişikliğiyle asla bir işimiz olmaz. Bu rejim cumhuriyet bizim rejimimizdir. Cumhuriyetle bizim bir derdimiz olabilir mi? Cumhuriyetin değerleri bizim değerlerimizdir. Cumhuriyetimizin, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olması bizim asla vazgeçemeyeceğimiz ilkelerdir. Biz de bunu gerçekleştirdik. Biz asla rejim tartışmasının bir tarafı olamayız. Bu hususta Cumhuriyet Halk Partisi ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet ve idari temsilciler. Şimdi bekliyorum ve inanıyorum ki 16 Nisan'a kadar da bu sistemin tek adamlık sistemi getirdiği yalanını inşallah artık söylemeyecekler. Kendisini 2 dönemle sınırlayan tek adam olur mu? Kendisini sorgulatabilen, yargılatabilen, hesap verebilir hale getiren Cumhurbaşkanlığı Sisteminden tek adamlık çıkar mı? Değerli kardeşlerim getirdiğimiz bu sistem Türkiye'de krizleri önleyebilecek bir sistemdir.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER