© Marpol TV 2015

'DEPREME DUYARLILIK SERGİSİ' AÇILDI

Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası tarafından halkın depreme duyarlılığını artırmak amacıyla “Depreme Duyarlılık Sergisi” açıldı.

Kahramanmaraş İnşaat mühendisleri Odası Piazza AVM içerisinde sergi açarak basın açıklaması yaptı. Ülke topraklarımızın % 66’sının deprem bölgesinde olduğundan inşaat mühendisleri odası kaçak ve çarpık kentleşmenin de fazla olduğu şehrimizde depreme dayanıklı yapıların yapılmasının gerekli olduğuna dikkat çekti.

Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi. “Deprem hala ülkemizin en büyük sorunudur.  16 yıl önce bugün, merkez üssü Gölcük olan ve tüm Marmara bölgesini etkileyen 7,4 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Yaklaşık on beş bin insanımız yaşamını yitirdi, yüz binlerce insanımız yaralandı, on binlerce insanımız sakat kaldı ve yine yüz binlerce insanımız evsiz kaldılar. Depremin neticesinde yaklaşık 16 milyon insanımız olayın psikolojik etkilerini de kattığımızda dolaylı ve dolaysız olarak etkilendiğini söyleyebiliriz. Ülke ekonomisi ise kısa zamanda telafi edilmesi mümkün olmayacak derecede etkilendi. Başta yapı üretim süreci, mevcut yapılar, kentleşme politikası, afet sonrası önlemler, mevzuat olmak üzere yetersizliğimizi, hatalarımızı da gün yüzüne çıkardı. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin yok sayılmasının bedeli kelimenin gerçek anlamıyla ağır oldu. Deprem sonrası süreçler neticesinde yeni mevzuatlarla yeni önlemler alınmaya başlandı ancak 12 yıl sonra meydana gelen Van depremi sağlıksız kentleşmenin ve yapı denetim sisteminin taşıdığı eksiklik ve zaafların varlığını sürdürdüğünü bize tekrardan göstermiş oldu.

DEPREM GERÇEĞİ VE TÜRKİYE

Türkiye, önemli deprem kuşakları üzerinde bulunmaktadır. Ülke topraklarının yüzde 66’sı 1. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer almakta, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kent, ülke nüfusunun ise yüzde 70’i ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i deprem tehlikesi altındadır. Mevcut yapı stokuna bakıldığında da durumun iç açıcı olmadığı görülecektir. TÜİK verilerine göre ülkemizde 20 milyon civarında yapı bulunmamaktadır. Bu yapıların yüzde 60’ının 20 yaş ve üzerinde olduğu, büyük oranda ruhsatsız ve niteliksiz olduğu, mühendislik hizmeti almadan veya kısmen alarak ve yapı denetimi olmadan üretildiği, pek çoğunun güçlendirilmesi gerektiği, yine kayda değer ölçüde yapının yıkılarak yeniden yapılmasının zorunlu olduğu bilinmektedir. Bu rakamların ışığında özellikle 2011 Van Depremi sonrası çıkarılan afet alanlarının dönüştürülmesi yasası neticesinde hem yerel yönetimlere hem de bireysel anlamda vatandaşlara sağlanan imtiyazların kullanılarak riskli alanlarımızı belirleyip kentsel dönüşüm projelerine daha da hızlı bir şekilde gerçekleştirmemiz gerekmektedir.

DEPREME HAZIRMIYIZ?

Kahramanmaraş ve bölgemiz özelinde olayı değerlendirdiğimizde şehrimiz doğu Anadolu fay hattının etki alanı içerisinde olup ilimizi etkileyen bu fay hattına bağlı iki farklı segment bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Türkoğlu-Gölbaşı segmenti diğeri ise Türkoğlu-Hatay segmenti. Bu iki segmentte de bu zamana kadar yapılan incelemelerde 400 yılda bir deprem meydana gelmiştir. Türkoğlu-Hatay segmentinde en son yaklaşık 200 yıl önce 7 ve üzeri büyüklüğünde deprem meydana gelmiş dolayısıyla bu segmente bağlı büyük bir deprem olma ihtimali düşük olup, Türkoğlu-Gölbaşı segmentinde ise yaklaşık 500 yıldır büyük bir deprem olmadığı uzmanlar tarafından belirtilmekte, dolayısıyla depremin tekrardan oluşma zamanı yani deprem tekerrür süresini yaklaşık olarak 100 yıl geçirmesine rağmen herhangi bir 7 ve üzeri büyüklüğünde bir deprem meydana gelmemekte buna bağlı olarak da bir enerji birikmesi oluşmakta ve bu durum da şehrimizi depremin oluşması konusunda daha da riskli bir hale getirmektedir. Yakın zamanda Adana da yaşadığımız depremi yeni bir uyarı olarak kabul edip yetkililerimizden bölgemizde alınacak önlemler üzerine duyarlı bir çalışma beklemekteyiz. Bizler İnşaat Mühendisleri Odası olarak da bu çalışmaya katkı vermeye hazır olduğumuzu buradan belirtmek istiyoruz.

Ülkemizin deprem tehlikesine dikkat çekmenin, deprem duyarlılığını artırmaya gayret etmenin toplumsal ve insani bir sorumluluk olduğunu biliyor ve bu sorumluluğu taşımaya kararlı olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER