KİPAŞ KAĞIT 500 bin fidan doğurdu
Şehre DairMarpol tv köşe yazarı Ahmet Durmaz "KİPAŞ KAĞIT 500 bin fidan doğurdu" diye yazdı.
Doğa konusundaki hassasiyetimi bu köşemi okuyanlar bilir. Kipaş kağıt konusunda kendimi bir doğa sever olarak bir şeyler söylemek zorunda hissediyorum.
Yerel bir haber sitesinin Kipaş Kâğıt fabrikasının çevreyi kirlettiğine ilişkin haberleri sonrasında Kipaş Kâğıt’ tan bir yanıt geldi.
Özetle; - Yalan haber- kötü niyet -art niyet ve itibarsızlaştırma ‘’ gibi yüksek tonda bir cevaptı. Haberi yapanları ve bölgenin muhtarı için işbirlikçi ve menfaatçiler olarak nitelendiren ifadeler ile cevap verildi.
Bölgenin muhtarı için kullanılan şu ifade ilginçti: ‘’yanlış ve yalan beyanlarla yönlendiren kutsal muhtarlık görevini kötüye kullanan ‘’
Cevaba bakınca; sanırsın ki kâğıt fabrikasında malzemeyi veriyorsun üretim süreci sonunda fabrikadan yeşil mi yeşil ağaçlar fışkırıyor.
Şehrimizin en verimli arazileri üzerine kurulu bu fabrika o bölgenin tonlarca suyunu çekmiyor.- kullanmıyor. Tarım arazisini kirletip zehirlemiyor, Çevre de yaşayan insanları havasını, suyunu yaşam hakkını elinden almıyor.
Araç ile o bölgeden geçerken dahi zaman zaman hissettiğimiz koku ise kendiliğinden oluşuyor.
****
Geçen günlerde 500 bin fidan dikimine ilişkin protokole binaen yapılan ve İl Valimiz Ömer Faruk Coşkun, Orman Bölge Müdürü Mustafa Koç ve Çevre ve Şehircilik’ten sorumlu Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu’nun da katıldığı bir toplantı yapıldı.
Bu toplantıya katılan eksiksiz ilimiz protokol üyelerinin mesajı sermayeden yanayız manasında mı onu biliyorum.
Bu 500 bin fide kampanyası ise hem kirletiyoruz ama bakın yeniden ağaç diyoruz demenin bir şekli mi bilmiyoruz.
Sonuçta kâğıt fabrikası 500 bin fide doğurmuş oldu.
Kipaş Holding Yön Kurulu Başk Hanifi Öksüz şehrimizi temsil eden erkan-ı devletin katıldığı bu toplantıda iddialara birinci elden cevap verdi.
5 yıl içerisinde Kipaş Holding tarafından 500 bin fidan dikilecekmiş. Her sanayi iletmesi çevreyi kirletirmiş. Sanayinin olduğu yerde bunların olmaması mümkün değilmiş. Elbistan’ı örnek göstermiş.
Daha doğru açıklamalar da bulunmuş bence.
****
Peki şunu sormak gerekmez mi.
Çevreyi savunan insanlar sanayileşmenin karşısında mı? Hayır.
Böyle zehir saçan ağır sanayi işletmelerin tarım arazilerinin ve binlerce insanın yaşadığı yerleşim alanlarının gıda, su kaynaklarının bulunduğu toprakların mı üzerine kurulması mı gerekir. Hayır
Büyük sanayi işletmeleri için ÇED belgesi istenmesinin bir anlamı var mı? Var.
Bu belge bu durumların yaşanmaması için istenir değil mi.
Peki bu işletme aldı mı bu ÇED raporunu? Aldı.
Ancak olabilecek bütün sorunlar çıkıyor. Bir ara Kılılı ve bölgesinde yaşayanlar gösteri yaptılar. Seslerini yıllardır duyurmaya çalışıyorlar.
Aynı şekilde Elbistan halkının duyurmaya çalıştığı gibi.
Bir sorun var ki çığlık var.
O halde geriye dönelim bu fabrikanın ÇED raporunu sorgulayalım. Yanlış değerlendirmiş belki o dönemdeki kurum çalışanları. Orada yaşayan halkı, tarım arazilerini görmemiş olamazlar mı? Bu kadar koku yayacağını, ses çıkaracağını, su tüketeceği ve doğaya kirleteceğini bilemediler belki.
Sadece kâğıt fabrikası değil binlerce fabrikanın atık suları milyonlarca insanın su kaynağı olan baraj gölümüze akıyor.
Bu gerçekler varken buna ses çıkaranlar için kötü niyetli, art niyetli, işbirlikçi demenin bir anlamı yok. Kimsenin itibarı birilerin yazması ile küçülmez de büyümez de.
Tabi ki de sessiz kalmayacak canı yananlar ve bu satırları sizin torunlarınız için de yazıyor olanlar.
İlginizi Çekebilir