KMTSO’DA DEV BULUŞMA!
KahramanmaraşKahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) tarafından, 15. Geleneksel İftar Programı düzenlendi.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nın 15. Geleneksel İftar ve Genişletilmiş Meclis Toplantısı Oda bahçesinde yoğun katılımla yapıldı.
Kahramanmaraş’ın iş, siyaset ve bürokrasi dünyasının buluştuğu programa Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Kahramanmaraş milletvekilleri Nursel Reyhanlıoğlu, Mehmet Uğur Dilipak, İlker Çitil, İmran Kılıç, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Milli Eğitim Eski Bakanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Önikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay, Ak Parti İl Başkanı Ahmet Özdemir, MHP İl Başkanı Süleyman Öner, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Timuçin Alper, İl Emniyet Müdürü Doğan İnci, İl Müftüsü Celal Sürgeç, Ticaret Borsası Başkanı A. Duran Balsuyu, Elbistan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Paksoy, Afşin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bekir Sıtkı Can, Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanı Ahmet Kuybu, Kahramanmaraş OSB Başkanı Abullah Çinkay, MÜSİAD Kahramanmaraş Şube Başkanı Atıf Şirikçi, KASİAD Başkanı Ali Arpasatan, TÜMSİAD Kahramanmaraş Şube Başkan Vekili Cahit Buluntu, PANİAD Başkanı İsmail Dizlek, Türk Parlamenterler Birliği Başkanı Nevzat Pakdil ile 24. Dönem milletvekilleri ve çok sayıda sanayici, işadamları ve kamu kurum ve kuruluşları müdürleri ile sivil toplum kuruluşlarının başkanları katıldı.
Program kapsamında ödül töreni de düzenlenerek, 6 kategoride başarılı bulunan şirketlere ödülleri verildi.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) tarafından düzenlenen, 15. Geleneksel İftar Programında konuşan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Kaynak: ''Biz 2017'nin ilk çeyreğine OECD ülkelerin iki misli büyüme ile kapattık. Cumhurbaşkanımızın istihdam çağrısı üzerine bir milyon insan bu dönem içerisinde işbaşı yaptı. İhracatımız büyüme trendi içerisinde. Yüzde 9 yıllık ihracatımız büyüdü'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, iş adamlarına yaptığı açıklamada ekonomik göstergelerin yükseldiğini vurguladı. KGF’nin iş dünyasına yaptığı desteğin her geçen gün arttığını belirten Kaynak, 190 Milyar TL değerinde hacim oluşturulduğunu söyledi.
Veysi Kaynak şöyle konuştu: “Bankacılık, finans sistemimize ilk yüklemeleri ve ekonominin genel şartlarının dönmesi sağlandı. Esnaflarımıza verilen hibe krediler esnaflarımıza KOBİ'lerin izin verilen diğer mesleklerle. Biz 2017'nin ilk çeyreğine OECD ülkelerin iki misli %5 büyüme ile kapattık. İstihdam verilerinde inanılmaz iyileştirme oldu. Cumhurbaşkanımızın istihdam çağrısı üzerine bir milyon insan bu dönem içerisinde işbaşı yaptı. İhracatımız büyüme trendi içerisinde. Yüzde 9 yıllık ihracatımız büyüdü."
DARBE SONA ERMİŞ BİR SÜREÇ DEĞİLDİR
Darbe sona ermiş bir süreç değildir. Ekonomik darbeler, aramıza fitne fücur sokmalarını hepsini bire bir yaşıyoruz. 15 Temmuz’dan sonra içinden geçtiğimiz dönemi en iyi işadamlarımız bileceklerdir. Orada akşamüstü saat 15’de, 16’da borsa kapandıktan sonra Londra Borsası kapanış yapmış, döviz kurları üzerindeki manipülasyonları hatırlarsınız. Bizim açılmış kredilerin dondurulduğunu kredi derecelendirme kuruluşları tarafından verilen notların düşürüldüğünü, bütün bunları hatırlıyoruz.
ÖZEL SEKTÖRE 190 MİLYAR TL KAYNAK AKTARILDI
Olağanüstü hal kararıyla terörle etkin bir şekilde mücadele edilirken, bir yandan alınan ekonomik tedbirler ile 2017’nin ilk çeyreğini yüzde 5 büyüyerek geçiriyoruz. Kredi Garanti Fonu’nun devreye girmesiyle yaklaşık 190 milyar liralık eski parayla 190 katrilyon liralık yeni hacim oluşturuldu. Bunlar özel sektörümüzün kendine sıkıntılarını atlatabilmeleri, ödemeler dengesinin aniden gelen koruyabilmeleri için yapıldı.
OHAL’DEN KİMSE ETKİLENMEDİ
Biz olağanüstü hali, Milli Güvenlik Kurulu’nda tavsiye kararı çıkartırken ve hükümetten Türkiye Büyük Millet Meclisine teskere sevk ederken; FETÖ'nün terör örgütüne ve milli güvenliğimizi tehdit oluşturan diğer terör örgütlerine karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki aldık. Allah'ın kulu söyleyemez müteşebbisin önü kapanmıştır, özgür siyaset kapanmıştır, sosyal hayata bir müdahale olmuştur. Hiçbir şey olmamıştır. Günlük hayat etkilenmemiştir. Bu arada bir başka önemli hadiseyi birlikte yaşadık. Türkiye'nin son 200 yıllık siyasi tarihindeki en önemli değişim ve dönüşümlerden birini gerçekleştirdik. Bunu, 16 Nisan referandumu ile yaptık. Artık içinde birçok vesayet organları barındıran demokrasinin yönetim ve demokrasi karşılığında tam yürütme organını çıkartacak, bir Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş yaptık”
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, "Adnan Menderes’te yaşadık bunu, Turgut Özal’da yaşadık bunu, Necmettin Erbakan’da yaşadık. Bunu değişik zamanlarda yaşadık. Aslında mücadele milletin kendi devleti ve kendi Devleti'nin yönetimi konusunda söz sahibi olmasıydı. Düşünün 1960'la 2002 arasında, 42 yılda bu ülkede 36 tane hükümet değişmiş, istikrar yok. Ortalama görev süresi 1,5 yıl şimdi iş adamı istikrar olmadığı zaman nasıl önünü görecek? Nasıl yatırım yapacak? Tabii ki mümkün değil. Ne zaman ki, Türkiye'nin uzun istikrarlı siyasi dönemleri olduysa bunun nihayeti değişik müdahalelerle maalesef sonuçlanmıştır” şeklinde konuştu.
15 YILDAN BERİ TÜRKİYE KENDİ YOL HARİTASINI ÇİZMEK YÖNÜNDE BÜYÜK BİR MÜCADELE VERİYOR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, şöyle konuştu: “Bizler siyasetçi olarak toplumsal talepleri, toplumsal ihtiyaçları devletle oluşturmakla görevliyiz. Hele hele iktidar partisinde siyaset yapıyorsanız bu sorumluluğunuz biraz daha fazla olması anlamına geliyor. Ticaret Odası Başkanımız istikrardan bahsetti, Meclis başkanımız da Türkiye'nin aslında artık kendisine sunulan haritaya uymak yerine, kendi yol haritasını belirlemeye ve kendi kaderini kendi tayin etmeye başladığının altını çizdi. Aslında 15 yıldan beri Türkiye kendi yol haritasını çizmek, kendi kaderini tayin etmek yönünde büyük bir mücadele veriyor. Bu sadece AK Parti'nin hikayesi değil aslında bu, milletin hikayesi yani bu millet 1950'lerde kendi kaderini tayin etmek istediğinde, 1960'da ne ile karşılaştığını biliyoruz. Bu milletin kendi iradesini devlete her yansıdığında ve bu devlet bana aittir, bu devleti benim yönetmen benim irademle bu devletin yönetilmesi gerekiyor. Bu devletle ilgili kararları millet olarak ben veririm dediğin de; her seferinde biliyorsunuz siyaset tatile çıkarıldı”
15 YILLIK SÜREÇTE ÇOK UGRAŞTIK
Ünal’ın konuşmasından satır başları şöyle: “Bizim de 15 yıllık hikayemize baktığımızda biz de 2002'den bugüne kadar kapatma davaları yalanıyla uğraştık. Cumhuriyet mitingleri ile mi buluşmadık? Darbe girişimlerini mi atlatmadık? Geziler, 17-25 Aralıklar bunları mı yaşamadık? Ben size soruyorum her şey biz yaşarken oldu, bir tarihten bahsetmiyorum hepimizin yaşadığı dönemde olup bitenlerden bahsediyorum. 15 yılı hep beraber yaşadık. Biz bu ülkeye hizmet etmekten başka ne yaptık, bu siyasetin liderliğini yapan Recep Tayyip Erdoğan risk almaktan bu milletin lehine karar vermekten başka ne yaptı.
TÜRKİYE KÜRESEL ANLAMDA BİR AKTÖR HALİNE GELMEYE BAŞLADI
Türkiye hızlı bir şekilde büyümeye başlamış, Türkiye adeta bütün dünyada bir başarı hikâyesine dönmüştü. Türkiye bir anda 125 milyar Euro'luk dev projeler açıklamaya başladı. Kanal İstanbul’u açıklamaya başladı. Türkiye hızlı trenleri, Londra'dan Pekine kadar tren yollarını konuşmaya başladı. Türkiye küresel anlamda bir aktör haline gelmeye, ekonomik anlamda bir aktör haline gelmeye başladı. Türkiye bütün bunları yaparken biz ne ile karşılaştık. Gezi ile karşılaştık. Efendim gezi çok masum, demokratik bir direnme biçimiydi. Bana söyler misiniz? Dünyanın neresinde eş zamanlı olarak Başbakanlığın hem Ankara hem İstanbul ofisini basmaya kalkışanlar ve burayı tahrip etmek için harekete geçenler hangi iyi niyetleri ile bunu yaptılar. Bütün kamu malını o camları bantları araçları yakıp yıkanlar, belediye otobüslerini yakıp yıkanlar, hangi iyi niyetle harekete geçtiler. Gezinin arkasında ne olduğunu biliyoruz. Başlangıcında bir çevre hassasiyeti ile başlayan gezinin, hangi merkezler tarafından finanse edildiğini ve kimler tarafından desteklendiğini biliyoruz. Sonra 17/25 Aralık ve sonra 15 Temmuz, bütün bunlara biz niye muhatap kaldık?
CHP NE YAPTI?
Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki, ‘bunlar paralel devlet yapılanmasıdır, bunlar bir terör örgütüdür.’ İşin adını koydu ve bunların üzerine gittik. Peki biz bunların üstüne gitmeye başladığımızda kim bunlara kim kalkan oldu? Bugün yürüyüş yapan CHP, bunlara kalkan oldu. Bunlarla ilgili hukuki işlem yapmak istediğimizde CHP milletvekilleri adeta bunların avukatlığını üstlendi. Hatırlayın 17 Mayıs günü Kemal Kılıçdaroğlu, Eren Erdem, Enis Berberoğlu, Zaman Gazetesini ziyaret ettiler. 19 Mayıs günü Kemal Kılıçdaroğlu dedi ki, ben MİT tırları ile ilgili görüntüleri gördüm. İki gün sonra da Cumhuriyet Gazetesi’nde MİT tırları ile ilgili görüntüler, sözde o görüntüler yurtdışında Türkiye düşmanlarının kaplamasıyla yaşayan bir gazeteci bunu haber yaptı. Şimdi geriye dönüp baktığımızda AK Parti'ye düşmanlık yapanların Türkiye, IŞİD'e destek veriyor, yalanın arkasına sığınmalarının amaçları neydi? Biz Bakanlar Kurulu’nda karar almış olmamıza rağmen, DEAŞ bir terör örgütüdür diye karar almış olmamıza rağmen ısrarla bizim IŞİD'e destek olmadığımızı bildikleri halde hangi yalanı ürettiler; Türkiye IŞİD'e destek oluyor”
Yatırımcının yaşadığı bürokratik engellere dikkat çeken KMTSO Meclis Başkanı Hanifi Öksüz, Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından birisinin bürokratik oligarşi olduğunu söyledi. Öksüz şöyle devam etti: “Bildiğiniz gibi, ülkemiz son iki yıldan beri çok badireler atlattı. Birçok seçim yaşadık. 15 Temmuz FETÖ terör olaylarını yaşadık. En son da, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için bir referandum yaşadık. Bütün bu yaşananlar, tabi ki, iş dünyasını ve Türk ekonomisini büyük bir strese sokmuştur. Ama şu anda çok şükür, bu badireler atlatılmış, artık gelinen bu nokta umutların yeşerdiği bir nokta olmuştur.
TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ, 50-60 YIL ÖNCE SİLAH SANAYİİNE GİRSEYDİ, ŞİMDİ DÜNYANIN EN KALKINMIŞ ÜLKELERİNİN YAPTIĞI KALİTEDE SİLAHLAR ÜRETİRDİK
Türk özel sektörü güçlüdür. Bütün bu olaylarda, badirelerde, Türk ekonomisi ayakta kalmıştır. Türk insanı çalışkandır, üretkendir, özel sektörümüz dünyada belli bir seviyeye gelmiştir. Devletimizin daha çok desteğine ihtiyaç vardır. Yeter ki, devlet özel sektörün önünü açsın. Size bir misal vermek istiyorum, bugün Türkiye’de ihracatını en hızlı artıran sektör savunma sanayiidir. Biz çocukluğumuzda, Karadeniz’de çok iyi taklit silahlar yapıldığını duyardık. Ama bir tabanca yapanı on yıl hapse atarlardı. Çünkü Türkiye’ye siz silah üretmeyin biz size silahını veririz, siz tarım ülkesisiniz, tarımda kendinizi geliştirin dediler. Şu anda düşünüyorum, Türk özel sektörü, 50-60 yıl önce silah sanayiine girseydi, bugün bizim tesislerimizde, dünyanın en kalkınmış ülkelerinin yaptığı kalitede silahlar üretirdik ve ordumuza kendi silahlarımızı verirdik.
DEVLET SANAYİNİN ÖNÜNÜ AÇMALI
Dolayısıyla devletin, sanayinin, özel sektörün önünü açması gerektiğine inanıyorum. Burada çok önemli iki problemden bahsetmek istiyorum. Bir tanesi yatırımcının yaşadığı bürokratik engeller. Sayın Cumhurbaşkanımız TOBB Genel Kurulu’nda da bundan bahsetti. En büyük sorunlarımızdan bir tanesi bürokratik oligarşi. Ben şöyle düşünüyorum. Biz bürokrasiyi o kadar çok büyüttük ki, artık devleti kilitler hale geldi. Yani devletin kurumları devletin diğer kurumlarının önünü kesti. Hiçbir iş yapamaz hale geldi ve devletimiz çareyi Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmekte buldu. Daha pratik bir şekilde bu ülkeyi yönetmek için.
YENİ SİSTEMİ HEYECANLA BEKLİYORUZ
Biz sanayiciler heyecanla bu yapılanmanın sadece yukarıda, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanların nasıl seçilmesi gerektiği gibi konularda kalmamasını, aşağıya doğru inmesini bekliyoruz. Çünkü gerçekten bu ülke, yatırım yapılabilen zor bir ülke haline gelmiştir. Ekonomide birçok sorunun iller bazında halledilmesi gerekir. Bu yeniden yapılanmanın buralara kadar inmesi gerektiğine yürekten inanıyorum. İllerde verilen kararların da bakanlıklarda verilen kararlardan daha isabetli olacağına inanıyorum. Bir yatırımcı bir ÇED raporunun çıkması için 1,5 yıl zaman sarf ediyor. Yatırımcı için zaman o kadar önemli ki, zaman yatırım maliyetini artırır, belki o üretimin modası geçer, onun için çok dinamik hareket etmeliyiz. Çok hızlı hareket etmeliyiz. Bunların çaresi de iller birçok şeyin hallolmasıdır.
İŞÇİ BULAMIYORUZ
İkinci önemli sorundan bahsetmek istiyorum. Son iki yılda Türkiye’nin yaşadığı olaylardan dolayı Türk sanayisi, geçtiğimiz yılbaşından beri istihdam sorunlarında büyük artış yaşadı. İşsizlik arttı, bu çok önemli bir konu. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu bizzat kendisi ele aldı. Şehrimize geldiklerinde de talimatları oldu istihdamı artırın diye. Ben de Kipaş olarak istihdamımızı bin kişi artırma yönünde Sayın Cumhurbaşkanımıza söz vermiştim. Tabi istihdam bir anda artmaz ama bizim bir şansımız, büyük bir tesisi yeni devreye alıyorduk. Zaten o civarda bir işgücüne ihtiyacımız vardı. Bu da bir fırsat oldu. Ama bugün, geldiğimiz noktayı sizlere arz etmek istiyorum. Bu yaptığımız yatırımın yüzde 25’ini çalıştıramıyoruz. Sorun, işçi bulamıyoruz. Kahramanmaraş, Gaziantep, Kayseri gibi sanayileşmiş illerde öncelikle sanayinin işgücü ihtiyacını çok iyi hesaplamak lazım. Tabi ki, burada daha doğu vilayetlerde devlet ihtiyacının üzerinde bir istihdam yaratabilir, yaratmalıdır da. Bu normaldir.
GİZLİ İŞSİZLERİN ÜRETİLMESİ KATILMASI GEREK
Kahramanmaraş’ta tekrar iş beğenmeme durumu başlamıştır. Birçok arkadaşımız bunu yaşamıştır, belki dile getirmiyorlar ama. Bu konunun yeniden düzenlenmesi lazım. Biz on kişilik işi on beş kişiye yaptırırsak, burada beş kişi gizli işsizdir. Belki bu sanayisi olmayan illerde gerekir, çünkü işsizlik kadar kötü bir şey yok. Ama sanayisi güçlü şehirlerde, devletin işsizlik sorunu halletmek için fazladan istihdam ettiği çalışan vatandaşlarımı tekrar sanayiye dönüp, üretime katılmaları gerekir. Aksi halde ekonomiye büyük bir zararı olacaktır. Bunun da il bazında değerlendirilmesi gerekir.”
Bir Ramazan ayının daha tüm güzellikleriyle tamamlandığını söyleyen KMTSO Başkanı Serdar Zabun, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir Ramazan ayını daha hep beraber, tüm güzellikleriyle tamamladık, Rabbim tuttuğumuz oruçları, ibadetlerimizi, dualarımızı, hayır ve hasenatımızı kabul buyursun inşallah. Ve daha nice nice bayramlara hep birlikte bizleri ulaştırmayı, nice iftar programlarında bu güzel birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi pekiştirmeyi nasip etsin inşallah.
TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ OLDUĞUNU KANITLAMIŞTIR
Ülkemiz bugün; ekonomik, siyasi, demokratik anlamda dünyanın örnek aldığı bir çizgide ilerlemeye devam ediyor. Türkiye, vatan haini darbecileri, tüm terör örgütlerini hukuk çerçevesinde yargılayarak; devletin temellerine dinamit yerleştiren terör örgütlerini savcıya, hakime teslim ettikten sonra, asli işini sürdürerek; milletine hizmet yolunda durmadan ilerleyerek; bir hukuk devleti olduğunu kanıtlamıştır.
ULUSLARARASI DERECELENDİRME KURULUŞLARINA TERS KÖŞE YAPTIK
Uluslararası derecelendirme kuruluşlarına ters köşe yaparak; sanayi üretiminde, işgücü alanında gelişme sağlayarak; 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüyen Türkiye tüm engellemelere rağmen hedeflerinden sapmadan koşmaya devam ettiğini göstermiştir. İş dünyası olarak istikrarı çok önemsiyoruz. Kalkınma için, demokrasi için, eşit gelir dağılımı için, işsizliğin çözümü için, terörden uzun yıllar etkilenmiş bölgelerimizin imarı için istikrar ve güçlü siyasi iradenin vazgeçilmez olduğu aşikardır.
TÜM DÜNYA MAZLUMLARINA SAHİP ÇIKMIŞ BİR CİHAN DEVLETİYİZ
İçinde bulunduğumuz dönemde, ülkemiz, küresel bir duyarlılıkla; 3 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyona yakın mülteciyi kanatları altına almış, dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa, zulme sessiz kalmamış, tüm dünya mazlumlarına sahip çıkmış bir cihan devletidir. Küresel İnsani Yardım Raporuna göre, Türkiye geçen yıl 6 milyar dolar yardımla dünyanın en cömert ülkesi olarak açıklandı. Hamdolsun… Allah bu yolda ülkemizin yardımcısı olsun; güç, kuvvet versin.
YATIRIMCILARIMIZDAN, GİRİŞİMCİLERİMİZDEN ALLAH RAZI OLSUN
Bizler, devletimize güveniyoruz, yatırımlarımızı bu ülkeye yapıyoruz. Fabrikalarımızda, işyerlerimizde, ticarethanelerimizde, bürolarımızda bu ülkenin insanını istihdam ediyoruz. Yatırımcılarımızdan, girişimcilerimizden Allah razı olsun. Onların yaptığı her bir kuruş yatırım; ülkemize ve şehrimize, kalkınma hamlesi olarak geri dönüyor.
DEV ŞİRKETLER KURMAMIZ ŞART
Kahramanmaraş olarak bu ivmeyi mutlaka sürdürmemiz gerektiğini düşünüyorum. Birlikte, büyük yatırımlara imza atarak dev şirketler kurmamız şart. Çünkü büyük şirket demek, kurumsal şirket demek; daha çok yatırım, daha çok iş ve aş demek. Ülkemizin buna ihtiyacı var.
KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜN VE SEKTÖRLERE DÖNÜŞÜMÜ SAĞLAMAMIZ GEREK
300 şirketiyle 120 ülkeye ihracat gerçekleştiren Kahramanmaraş, bu alanda da çok daha geniş bir potansiyeli elinde tutuyor. Şehrimiz ürettiğinin üçte birini ihraç ederken, ihracat kalitesine sahip birçok ürünümüz direkt veya işlenerek başka şehirlerden yurtdışına gönderiliyor. Burada ciddi bir katma değer kaybına uğruyoruz. Bunu bir an önce çözerek ihracat operasyonumuzu güçlendirmeliyiz. Bu konuda, proje çalışmalarına başlamış bulunmaktayız. Şehrimizin katma değeri yüksek ürün ve sektörlere dönüşümünü, ihracatta nitelik ve nicelik artışını sağlayacak bazı faaliyetleri aktif olarak yürütme yönünde çalışmalar yapıyoruz.
YERLİ OTOMOBİLE TALİP OLDUK
Yerli otomobil konusu son günlerde oldukça önemli üzerinde durulan bir husus. Türkiye’nin teknoloji üretmesi bakımından önemli bir dönemeç. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bu konunun üzerinde önemle duruyor. Bizden de bu konuda yapılması gerekenler ve Kahramanmaraş’ın yerli otomobile yapacağı katkı ve kapasite bilgisini istediler. Biz de bir rapor halinde görüşlerimizi ve teknik kapasite bilgilerini gönderdik. Ülkemiz ekonomisine bu alanda da önemli katkılar sağlarız diye ümit ediyorum. Siz değerli sanayici ve iş adamlarımızın bu konuda girişimi söz konusu olursa biz de buna sonuna kadar destek sağlamaya hazırız.
SİYASETTE ALTIN ÇAĞI YAŞIYORUZ
Kahramanmaraş bugün siyasette altın çağını yaşıyor. Bu, bizlere müthiş bir gurur ve ümit kaynağı sağlıyor. Şehrimizin gelişmesi için; yarınlara, çocuklarımıza daha modern, daha güçlü, daha rekabetçi bir Kahramanmaraş bırakmak için, bu altın çağı çok iyi değerlendirmemiz gerek. Bugüne kadar tüm çalışmalarımızda, kentimizin sorunlarına çözüm üretme bakımından ilimiz siyasetçileri, bizlere büyük bir destek sağlamıştır. Birazdan, kendilerinin vereceği mesajları merakla dinleyeceğiz. Başta Başbakan Yardımcımız Sayın Veysi Kaynak’a, Ak Parti Genel Başkan Yardımcımız Sayın Mahir Ünal’a ve tüm milletvekillerimize iş dünyamız adına teşekkür etmek istiyorum. Böylesine zor bir dönemde görev yapıyorlar; ilimizi, Kahramanmaraş halkını layıkıyla temsil ediyorlar. Allah yardımcıları olsun.”
İlginizi Çekebilir