YARDIMCIOĞLU: YAZICIOĞLU SUİKASTI AYDINLATILMALI!
SiyasetBüyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, 2009 yılında uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren BBP merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarının suikastının bir an önce aydınlatılması ve yüreklerdeki acının bir nebze de olsa hafifletilmesi gerektiğini söyledi.
Yardımcıoğlu, “Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve kıymetli yol arkadaşları ağabeylerimizin 25 Mart
2009 yılında uğradığı suikastle ilgili ‘Görevi Kötüye Kullanma’ suçlaması ile iddianame düzenlendi.
11,5 yıl sonra suikastı gerçekleştirenlere karşı ‘Kasten Adam Öldürme’ suçlamasıyla bir yargılama yine
başlamadı. Kasten adam öldürmekten yargılanan yok. Yine suikast sonrası bilgi paylaşımlarına,
kaybolan cihazlara ya da arama kurtarma faaliyetlerine dair komik bir iddianame hazırlandı. Bu kişiler
de yine daha önce olduğu gibi ya FETÖ sanıkları ya da AK Parti muhalifi kişiler” dedi.
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANANLAR DA CEZAEVİNE GİRMİYOR!
Dosyanın kapanması ve hiç kimsenin bu suikasttan ceza almaması için sanki birilerinin üstün çaba sarf
ettiğini aktaran Yardımcıoğlu şöyle konuştu: “Görevi Kötüye kullanma suçunun cezası 6 aydan 2 yıla
kadar yeni infaz düzenlemesi ile 2020 yılı öncesi olan suçlarda 6 yıla kadar olan cezalarda zaten
cezaevine girmiyorsunuz. Maraş’ta Görevi Kötüye Kullanma suçlaması ile bir dava Göksun’da Hırsızlık
suçlaması ile bir dava Yargıtay’da yine Görevi Kötüye Kullanma suçlamasıyla devam eden sözde
yargılamalara bugün bir yenisi eklendi. Dosya adeta organize bir şekilde paramparça edilerek suikast
aydınlanmasın isteniliyor. Ana suikast davası açılmadıkça bu sözde yargılamalar sadece öfkemizi
kabartıyor bu böyle biline.”
BBP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, aradan yaklaşık 11,5 yıl geçmesine
rağmen Muhsin Yazıcıoğlu suikastının aydınlatılmamasını, “dosyayı kapatmaya çalışanların suikastı
devam ettirdiği” ifadeleriyle yorumladı.
Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarına yönelik saldırıyı yüzyılın siyasi suikastı olarak nitelendiren
Yardımcıoğlu, şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun dosyasının adeta organize bir şekilde paramparça
edilerek suikastın aydınlatılmasının önüne geçilmek istendiğini belirtti.
Yardımcıoğlu, şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarının dava dosyasını kapatmaya
çalışanların bu suikasta ortak olduklarını belirterek şunları söyledi: “Algı operasyonlarına camiamız
kapalı. Kimse delilleri ile failleri ortaya koymadan suikastı başka bir gruba ihale etmeye kalkmasın.
Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşları, FETÖ’nün en güçlü olduğu bir dönemde kahpe
bir suikast ile şehit edildi. Bizler Ergenekon Davası Savcısı, bir gecede Ermenistan’a kaçan hain
Zekeriya Öz’ün Başbakan’ın makam aracını kullandığı günleri unutmadık. Bu suikast aydınlanana
yahut aydınlatılsın diye devleti yönetenlerin elinden gelen her şeyi yaptığına camiamız şahit olana dek
FETÖ ve ilgili dönemdeki ortakları gözümüzdeki bir numaralı faillerdir. Bu günahın sorumlularıdır.”
“ADALETİN GEÇ DE OLSA BİR GÜN TECELLİ ETME GİBİ BİR HUYU VAR!”
Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarının katillerinin ortaya çıkarılması için sonuna kadar mücadele
edeceklerini vurgulayan Yardımcıoğlu, “Adaletin geç de olsa bir gün tecelli etmek gibi bir huyu var. O
gün muhakkak gelecek. Bu suikaste dâhil olanlar, aydınlatılmasının önüne geçenler, dünyada
cehenneme eş bir manzara ile karşı karşıya kalacak. Umudumuzu hiçbir zaman yitirmedik. Adalet, geç
de olsa bir gün mutlaka tecelli edecek ve o gün şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarının
ruhu huzur bulacak.” şeklinde konuştu.
YARDIMCIOĞLU: “BEN BU ŞEHRİN ÇOCUĞUYUM!”
1992 yılında başlayan Büyük Birlik Hareketinin Milli Mutabakat Bildirisi ile başladığı günden bu ana
kadar bu hareketin içinde yer aldığını aktaran Yardımcıoğlu, siyasi hayatına ilişkin şu açıklamalarda
bulundu: “Ben bu şehrin çocuğuyum. Orijini Anadolu olan, orijini Müslüman Türk milletinin tüm
maddi ve manevi değerlerinden neşet etmiş Kahramanmaraş olan bir toprağın çocuğuyum. Bir siyasi
partinin genel başkan yardımcılığına getirilmiş bir kardeşiniz olarak bu şehre hizmet etmek istiyorum.
Yarınlarda da bizden ancak bu kardeşliği görebileceksiniz. Yolda görünce koluna girip, selam
verebileceğiniz ve aynı sıcaklıkta karşılığını alabileceğiniz bir kardeşiniz olarak çok sevdiğim şehrime
ve ülkeme hizmet etmek istiyorum. Kardeşin kardeşe yapması gereken asla kibir olamaz ve
olmayacaktır. Bunu bizden rabbimin izniyle belirtiyorum ki asla göremeyeceksiniz. Büyüklenme
göremeyeceksiniz. Allahtan gayrı bir büyük tanımıyoruz biz. Allah ve resulünden gayrı tartışılmazımız
yoktur ve olmayacaktır. Bu toplumun her bir ferdi ancak bizim kardeşimiz olabilir, farklılıklar asla bir
ayrımcılık konusu olamaz.”
“YAPTIĞIMIZ YANLIŞI GÖSTERENLERE TEŞEKKÜR EDERİZ”
Yardımcıoğlu, açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü: “Kahramanmaraş, bizim şehrimiz. Türkiye, bizim
ülkemiz. Bizim gidecek başka vatanımız yok ve hiç olmadı… Söylenen doğru her söz, insan gibi yaşama
katsayımızı artıracak her kelime nezdimizde makes bulacaktır; kesinlikle dikkate alınacaktır. Bunun
sözünü verebilirim. Bize, yaptığımız bir yanlışı gösteren kişiye ancak teşekkür edebiliriz; dostluk
nişanesi olarak kabul ederiz. Hepimizin aynı düşündüğü bir şehir ve bir ülkenin bize kazandıracağı
hiçbir şey yoktur. Sadece hür düşünceye taraf bir kardeşinizim. İnsani olan her şeye taraf, dostluğa
taraf, yürek insanı olmaya taraf, adamlığa taraf, hakka taraf, hakikate taraf, bizim değerlerimize taraf
bir insanım. Ülke sorunlarımızın çözümünde de ortak aklı esas alan, makul her fikri dikkate alan, bu
aziz milletin dertlerine deva olacak her yaklaşım kimden ve nereden gelirse gelsin dikkate alırız.
Doğru söz kim tarafından sarf edilirse edilsin doğrudur.”
“KAHRAMANMARAŞ HASTASIYIM!”
Yardımcıoğlu, son olarak şunları söyledi: “Kahramanmaraş için yapılacak her türlü ilerleme ve gelişme
adımında fikri anlamda katkılarımız muhakkak vardır ve olmaya da devam edecektir. Ben
Kahramanmaraş hastası, Kahramanmaraş sevdalısı bir insanım. Bu şehrin kardeşliğinin, sıcak
yürekliliğinin bir parçası olarak bu şehrin 20 yıllık sürecine baktığımızda ve çevre komşu vilayetlerle
kıyasladığımızda istenilen düzeyde ilerde olmadığımızın siz de biz de farkındayız. Ve bunun
rahatsızlığını da yaşamaktayım. Bu nedenle şehrin büyümesi ve gelişmesi için üretilecek her türlü
proje kapsamında söyleyecek fikrimiz ve düşüncemiz vardır.”
İlginizi Çekebilir