Bir bina kaç yıl yaşar!
Bir vesile ile Özel İdare İş Merkezi’ ne geçen gün gittim.
Şu Google fatihi ona sekiz katlı meşhur binamıza.
Yüzden düşmüş, artık hakir görülen, ucube çirkin takıştırmalarına mazhar olan, celladını bekleyen binamıza.
Biraz dolaştım katlar arasında.
İçim burkuldu.
İlk yapıldığı günleri hatırladım.
Ne övgülere mazhar olduğu zamanları hatırladım.
Ofis kapma yarışı olan zamanları
Vay be dedim.
Yankılanıyordu koridorlarda terkedilmiştik.
Nankörlük dolu bir atmosfer kokuyordu.
Yıkık sökük dükkanlar. Issızlık kaplamış
Ağlıyor gibi geldi bana.
Kesilmek için bekleyen kuzunun melemesi gibi acıklı bir ses hissettim duvarlarda.
Bir bina kaç yıl yaşar!
Kaç yıl yaşamalı!
Neden bu hale geldi?
Öncelik sorulması gereken bir soru.
Bu bina ilk değil bunun gibi yüzlercesi var şehrimizde.
Yapılmak istenilen projelerde çabası.
Bu binayı bu hale getiren sebepte aslında yüksek işletme maliyetleri idi.
Yüksek aidatlar sebebi ile coşkuyla gelenler koşarak kaçtılar.
Temizlik sorun olmaya başladı.
Bakim sorun olmaya başladı.
Bakımsızlık binanın her yerine sarmaya başladı.
İşte o zaman bizim en Selvi boylumuz çirkin görünmeye başladı.
Birisi Google’ ye dünyanın en çirkin binası olarak ekleyince işte çöküş tamamlandı.
Vurun kahpeye.
Bu meydan yapma işi de bana çok ilginç geliyor.
Aslında bunun Türkçesi hiçbir şey yapmamak.
Yıkalım. Al sana meydan
Risk yok. Sorumluluk yok.
Bence kültür parkı yapalım gitsin ya.
Ne de olsa beton çok.
İroni bir yana ciddi önerimde var.
Aslında güzel birkaç tane sinema ve tiyatro salonu, ya da kongre alanları yapılabilir.
Üst kısımları otel ya da 1+1 kira konseptli daireler.
Binadaki boş alanlar kazanılıp yeni alanları yaratarak işletme maliyetleri iyi bir proje ile düşürebilir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın