ÇİN İLE KARDEŞ ŞEHİR
Şöyle bir baktım kaç tane kardeşimiz varmış.
Meğerse meclis kararı ile yapılmış Endonezya’dan tutunda ABD ye kadar dokuz tane kardeş şehrimiz varmış.
Azerbaycan dan iki olmak üzere Mingeçevir, ve Salyan , ABD’den Houston ve Jackson, Tunus ve Rusya Bosna Hersek’ ten birer adet kardeşimiz olmuş.
Türkiye’den de sadece Ağrı kardeş şehir olarak meclis kararı ile karara bağlanmış.
Peki ne işe yarar bu kardeş şehir?
Bana kardeş muamelesi yapacak umudu ile parasız pulsuz atlayıp bir gün ta Endonezya ya gidip ben geldim birader demeyin ha.
Animallah sizi hiç kimse tanımaz.
Hele Kahramanmaraş’ ı tanıyanı bulursanız helal olsun derim.
Onu yerine İstanbul deyin, Galatasaray deyin, Fenerbahçe deyin daha iyi.
Tabi bu işin latifesi.
Kardeş şehir uygulaması özellikle ikinci dünya savaşı sonrasında kültürel ve eğitim vasıtası ile bozulan diplomatik ilişkilerin tesisini güçlendirmek için ve savaşla birlikte yıkılan Avrupa Kıtasında birlik ve huzurlu şehirler oluşturma düşüncesi temeli ile ortaya atılmıştır.
Günümüzde ise iletişim çağı ile birlikte kardeş şehir uygulaması, şehirlerin ortak sorunlarla birlikte mücadele ve dostluk bağı ile uluslararası arenada şehirlerin tanınırlıklarını arttırmak, lobicilik, ekonomik ve çevre işbirlikleri maksadı ile yapılmaktadır.
Tabi Türkiye’ de en çok kardeş şehri olan iller İstanbul Ankara ve İzmir gibi büyük iller başı çekmektedir.
Bu tür girişimlerin ne kadar fayda sağlayacağı ne getireceği ne götüreceği detaylı analizlerle çalışmalara bağlıdır. Buradan bir ahkam kesmek, ne gerek vardı demek mümkün değil.
Ancak öyle bir haber geldi ki giriş paragrafını onun için bir tarihsel süreci anlattım.
Tam da yazmalık tadında,
Çin’in Yiwu kenti ile K.Maraş Büyükşehir Belediyesi’nin protokol imzalanması haberi.
Ardından Uygur Türklerini kamplara kapatan ve camileri yıkan Çin’in Yiwu kenti ile utanç iş birliği yapan Kahramanmaraş Belediyesi şeklindeki haberler yayılmaya başladı.
Ve DOĞU TÜRKİSTANLI ÖĞRENCİLER in basın açıklaması konu oldu manşetlere.
Peki Yiwu neresidir.
Yiwu, Çin'in Zhejiang eyaletinin doğusunda Jinhua iline bağlı ilçe düzeyinde bir şehirmiş. 30 yıl önce yani Çin'de reform ve dışa açılma siyasetinin uygulandığı ilk yıllarda Yiwu, Zhejiang eyaletinin ortasında yoksul bir tarım ilçesiymiş.
Ancak 20 yılda çok hızlı gelişerek gelişmişlik endekslerinde Çin'in ilçe düzeyindeki kentleri arasında ilk sıraya yerleşmiş.
Perakendeciler pazarı olarak ünlü turistik bir yermiş.
Yiwu kenti üretilen gündelik eşyalar dünyanın her köşesinde satılıyor.
Bu nedenle, Yiwu, "dünyanın süpermarketi" olarak adlandırılıyor.
Peki Yiwu şehrine neden itiraz var.
Aslında Yiwu şehri ülkenin doğusunda ve türk nüfusunun olmadığı bir şehir. Doğu Türkistanlı bir arkadaşımı aradım ve neden bu şehre karşı bir tepki olduğunu birinci elden öğrendim.
İlk önce Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan Türk kızları ve erkekleri bu ve benzeri şehirlere getiriliyor. Ve zorla ücretsiz fabrikalarda çalıştırılmaya zorlanıyorlar.
Hem kimliksel (ırksal) hem de fiziksel şiddete maruz kalıyorlar.
Özellikle genç kızlara karşı fiziksel şiddetten tecavüze kadar.
Olayların başlangıcı bu kötü uygulamalara dayanıyor.
İsyan eden ve başkaldıran Uygur Türkleri kanlı bir şekilde bastırılıyor.
Bu şiddet olayları içerisinde ne kadar insan öldürüldü bilmiyoruz. Ama bir şekilde o bölgeden kaçan binlerce Uygur türkü ülkemize sığınmış ve öldürülme korkusu ile ülkesine dönemiyor.
Ancak özellikle Türk nüfusunun yaşadığı bölge doğu Türkistan olaraktan[AD1] bilinen ve ülkenin kuzey batısında yer alan ve kanlı olayların olduğu bölge Urimçi’ nin olduğunu basından da biliyoruz.
Şimdi gelelim esas meseleye,
Büyük Şehir belediyesi bu haberler karşısında bir basın açıklaması yapmak zorunda kaldı.
Basın açıklamasında özetle;
Aslında biz sadece bir ön protokol imzaladık dedi.
Sadece biz yamadık bizim dışımızda 40 tane şehrimizin de kardeşi var dendi.
Orada faaliyete bulunan sanayici ve iş adamlarımız var, onları dikkate alarak imzaladık dendi.
Siyasi malzeme olarak kullanılmaması gerektiği dendi.
Bence de kullanılmaması gerekir.
Bu iş birliğine ‘’utanç işbirliği ‘’ olarak haber edenleri esefle karşılıyorum.
Bu çok ileri bir mübalağa olmuş.
Hiç olmamış.
Daha birinci dünya savaşı sonrasında milyonlarca insanın öldüğü Almaya ile Fransa arasında düşünülmüş ve ilk örnekleri verilirken onlar neden acaba utanç olarak görmediler düşünmek gerekir.
Bu gerçeklikten uzak bir eleştiri.
Yani sadece dünyada sadece dost ülkelerle mi ilişki kuracağız,
ticaret yapacağız,
seyahat yapacağız,
turist kabul edeceğiz.
(Tabi dost ülke varsa.)
Yani o kadar çok eleştiri malzemesi varken. Bunu ırksal bir mesele üzerine koymak yanlış olur.
Boşa kürek sallamak.
Başka dünyada yaşamak olur.
Sormak lazım
Acaba yakınımızda savaşmadığımız, gerginlik yaşamadığımız, hala sorunlarımızın olmadığı bir ülke bir toplum var mı?
Aslında toplumlar arasındaki büyük sorunlar büyük meseleler iletişimle çözülür. Daha fazla diplomasi ile çözülür. Ekonomik siyasi bağlantılarla çözülür.
Çünkü toplumların birbirini anlaması ancak etkileşim yolu ile olabilir.
Biz de dünyadaki birçok ülke gibi dünya ekonomisine yön veren, süper güçlerden biri kabul edilen Çin ile ekonomik ve siyasi ilişkiler kurmak mecburiyetindeyiz.
Çok da mesele eden varsa,
Kardeşten saymayın bitsin. Mesele kapansın derim.