kitap fuarı
Ahmet Durmaz

Ahmet Durmaz

Mail: [email protected]

CORONA VİRÜSÜ VE MARAŞ

Corona virüsü kâbusu tüm dünyada endişe ile sürüyor. Şimdi ise kapımıza kadar dayandı. Genel kanı bir biyolojik saldırı olabileceği şüphesi her kesimde dillendiriliyor.

 

Karantine altındaki Wuhan kentindeki bazı sızan videolarda insanlık dramlarının yaşandığı anlaşılıyor.

 

Zorla karantinaya götürülenler,
bir anda yıkılıp ölenler,
intihar eden insanlar,

Çaresiz doktorların görüntüleri içler acısı.

 

Benim ise bu görüntüleri izlediğimde zihnim bulanıyor ve korkuya düşüyorum.

Neden mi?

 

Böyle bir olayın kendi ülkemizde ve şehrimizde yaşanması durumunda;

Neler olabilir? sorusu yüzünden.

 

Yüzyıllardır ortalama 6-7 yılda şiddetli depremlerin olduğu ülkemizde hala deprem konusunda birçok sorunu çözemeyen ülkemiz acaba böyle bir felaket karşısında nasıl bir imtihan verebilir.

 

Bu düşünce karşısında ürküyorum ve şu şekilde devam ediyor zihnimdeki sorular.


****

 

İşte sorular ve olasılıklar.

 

Normal zamanlarda dahi hastanelerimizden hizmet almak için randevu ile gitmek ve bazen günlerce haftalarca sıra beklemek zorunda olduğumuz bir ortamda;

 

Böyle bir virüs felaketi karşısında binlerce insanın hastanelere koşmasını düşünün lütfen.

 

Acaba kaç yatak kapasitesine sahip K.Maraş?

 

Doktor sağlık personeli sayımız nedir?

 

Bizde Çinliler gibi 8 günde hastane yapabilir miyiz?

 

 

 

****

 

Böyle bir afet karşısında en önemlisi gıda ihtiyacı olduğunu biliyoruz.

 

Bu konuda bir acil eylem planımız var mı?

 

Hangi kurum yetkilidir.


Ve ne tür imkanlara sahiptir.

 

 

 

****

 

Bir afet karşısında bunlara ayrılmış mali kaynaklarımız varmı dır?

Yoksa her şey hükümetin inisiyatifine mi bırakılmıştır.

 

Örneğin bir karantina uygulaması olursa toplumun gıda ihtiyaçlarını karşılayacak mali kaynak nerden sağlanacaktır.

 

 

****

 

Şehrimizi yöneten birimlerin veya kurumların olağan üstü durumlar için ne tür hazırlıklar ve planlara sahip olduklarını kimse bilmiyor.

 

Sadece virüs değil, deprem, sel, yangın

 

Corana virüsü olmasa dahi deprem konusunda büyük bir risk taşıyan şehrimizde bu konuda hangi çalışmalar yapıldı kimse bilmiyor.

 

Yani birçok soru zihnimizde muamma.

 

 

Peki neler yapılmalı?

 

Öncelikle sağlık bakanlığımız bu işi yani virüs meselesini ciddiye aldığını görüyoruz. Yerelde de bizlerin ciddiye olması gerekmektedir.

 

Ve bu virüs meselesinin ilk olmayacağını biliyoruz.

Her yıl yenisi üretilmekte.

 

Kurumsal olarak belediyeler ve sağlık müdürlüğü bu konuda ortaklaşa çalışmalar yaparak toplum sağlığını ilgilendirecek konularda bilgilendirici broşürler, bilgilendirici reklamlar hazırlayabilirler. (Mesela; El temizliği, hasta kişilerin maske takması,)

 

Doğa olaylar veya afetler kaşsısında acil eylem planları yerel düzeyde de hazırlanmalı ve bunlar vatandaşa anlatılmalıdır.

 

O kadar iyi anlatılmalı ki vatandaş bir deprem anında gıda, sağlık, barınma ihtiyacını nerden temin edeceğini önceden bilmelidir.

 

Gerekirse tatbikatlar yapılmalıdır.

 

Virüs bulaşmış bir insan bunu nasıl anlamalı ve ilk önce nereye başvuracağını bilmelidir.

 

 

****

 

Peki bireysel olarak ne yapabiliriz?

 

Bulaşma konusunda el temizliği kritik bir mesele. Buna çok ama çok dikkat etmeliyiz.

 

Bireyler olarak sosyal alışkanlıklarımıza bir süre ara vermek zorundayız belki de.

 

Mesela tokalaşmak, öpüşmek.

 

Mesela sağlıklı kişilerden ziyade hasta kişilerin toplu alanlara gitmemesi önemli.

 

Sağlıklı beslenmek ve hareketli bir şekilde yaşamaya çalışmak belki de en önemlisi.

 

 

 

 

 

 

 

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar