Piknik ve iki can
Bence pikniğe girmeden bir düşünmek lazım.
Neler gelebilir başımız belli değil.
Oturduğumuz çardak mı kırılacak,
Çocuğumuz mu boğulacak,
İyi bir kavgaya mı girişeceksiniz belli değil.
Düşünmek lazım piknik programı yapmadan önce.
Geçen ay Fırnız’ da çardak kavga haberi ile irkilmiştik,
Onlarca kişi hastanelik olmuştu.
Bu haftada piknik yapmak için Ayşepınar Mesire Alanı'na giden ve kızlarının suya düşmesi üzerine Niğdelioğlu ailesinden kızını kurtarmaya çalışan anne Hatice Niğdelioğlu ve ardından kız kardeşini kurtarmak isteyen 17 yaşındaki ablası Nehir Niğdelioğlu suya atladılar ve maalesef suda kaybolup canlarını verdiler.
Allah Rahmet Eylesin Niğdelioğlu ailesine.
Allah sabırlar versin.
Gencecik bir anne ve ablayı kaybettik.
Ancak bir sorunun, bir eksiğin de ortada olduğunu ortaya koyuyor.
Bu yerlerin denetlenmediğini.
Başı boş bırakıldığı gösteriyor.
Eğer buralar halka açık yerlerse ve bizim can güvenliğimizden devletimiz sorumlu ise;
Oluşabilecek kazalara karşı da tedbirleri almak zorunda değil midir?
Bu kız çocuğu nasıl düştü.
İrdelemek lazım kadere bağlamadan.
Bilmem hangi kurumun sorumluluğundadır bu alanlar.
Onikişubat beledisinin mi?
Büyükşehir belediyesinin mi?
Hangi İl müdürlüğümüz dedir?
Birçok şehirde olmayan piknik veya mesire alanlarına sahibiz. Emeği geçenlere hakkını vermek lazım. Ancak doğal piknik alanlarının da sahip çıkılması gerektiği ve buralar vatandaşlarca kullanılacaksa koruma önlemlerinin alınması gerektiği açıkça ortadadır.
Kale örneğinde gördüğümüz gibi
Fırnız örneğinde görüldüğü gibi.
Bu yerlerin sadece kâr amacı güden özel işletmelerin tasarrufuna bırakılması ile ya âtıl hale geliyor, yada korumasız başı boş kalıyor.
Bu piknik yerlerinin başı boş bırakılmaması gerektiğini bu olaylar ortaya koyuyor.
Birisinin sahip çıkması gerekir.
Bu olayların tekrar yaşanmaması temennisi ile.