TOMURCUK DERDİNDE OLMAYAN AĞAÇ ODUNDUR
Her insan, ayrı bir dünyadır derler gerçekten de öyle…
İnsanlığın barbarlıktan çıkarak gelişmesi ve daha medeni toplum olabilmelerinin sırrı muhakkak ki eğitim öğretim ve kültürlerinin gelişimleri olmuştur…
İnsanları tanımak, yaklaşmak, empati ve sempati kurmakta ayrı bir kavram…
Tabi böyle bir girişle yazıya başlamam belki sizlerde şaşkınlık yaratabilir.
Lakin ben mesleğim gereği bu tutumlara çok dikkat etmek zorundayım.
Burada bugün farklı bir yaşadığım olayı anlatacağım…
Ben yıllardan beri bu mesleğin içerisindeyim, sevenimde var sevmeyenimde…
Malumunuz konu ben değilim, konu ikili ilişkiler sonucunda çıkan üretim.
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Büyükşehir olalı 3 yıl oldu.
Kimilerimiz halen Büyük şehirliği kabul etmese de gerçekten kaçınılmaz…
Büyükşehir olmakla birlikte daire başkanları, bölümler, müdürlükler açıldı…
Bunlardan bir tanesi de Spor Şube Müdürlüğü…
Bildiğiniz gibi ana branşımdır spor…
Sporun olduğu her alanda yer alırım, almaya da gayret gösteririm.
Büyükşehir spor müdürlüğü biriminden ise uzak bir empati içerisindeydim.
Oranın müdürü, çalışanı, personelini fazla tanımaz simaen ve ismen tanıyan biriydim düne kadar.
Kısacası hiçbir araya gelip, sohbet ortamımız olmamıştı.
Onlarda aynı keza beni de simaen ve ismen tanırlardı…
Nitekim geçtiğimiz gün ASKF (Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu) aracılığı ile bir istişare toplantısında Kahramanmaraş Büyükşehir Gençlik ve Spor Şube Müdürü Halil Bozdoğan ile Nazik daveti üzerine bir araya geldik.
İstişare toplantısı ile bir birlerimizi anlamaya, dinlemeye çalıştık.
Ben önce kendi benliğim kadar karşımdaki kişinin değerlerine değer veren biriyim.
Bu nedenle de karşınızdaki kişiye, empatik davranır, Empati kurar, kendimi anlatmaya çalışmaktan çok, karşı tarafı anlamaya çalışırım.
Çünkü bana göre Her insan, bir tohumdur.
İlişki içinde olduğumuz diğer insanlar da, aynı topraktaki diğer tohumlardır.
Bir saksıya bile, aynı tohumdan ekerken 5 cm. aralıklarla ekmezseniz, iki tohum da çiçek açamaz ve büyümez.
Çünkü Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur düşüncesindeyim.
Nitekim, yeşermeye yüz tutmuş, hatta yeşermiş ama kendini gösterememiş bir tomurcuğu fark ettim.
Yaptığı ve yapacakları projeler kulağa hoş geldi ama kısıtlı imkanlar ise önüne set oluşturmuş…
Fiziksel değişimlerle farklı olmaya çalışanlar için “doğan görünümlü şahin” benzetmesini yapmak sanırım yanlış olmaz düşüncesindeyim.
Genel olarak yukarıdaki sorunların yaşandığını kabul ediyoruz.
Burada en çok karşılaştığımız sorun ortak dil, ortak üslup ve uyarıların kullanılmamasıdır.
Bunu ikili diyaloglar, muhakkak empati kurmak yolu ve dinlemek yoluyla çözmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Toplumumuza has olarak daha çok konuşarak çözmeye çalışılmasını ise son derece yetersiz ve geçersiz olduğunu savunuyorum.
İşte bu istişare toplantısında yaşadığım bir örnektir…
Hani bir söz vardır “Kim olduğun o kadar bağırıyor ki seni duyamıyorum" diye.
Anlattıklarımızı hal ve tavırlarımızla desteklemez isek elinde sigara ile bizi sigara içmemeye davet eden bir insan ne kadar inandırıcı ise o kadar etki edeceğimizden eminim.
Kısacası bu istişare toplantısı ile bende değişen çok şey var.
Benim zamanımda toprak sahalar vardı, şimdi suni çimler var.
Biz, evden kaçıp top oynamaya çalışırdık, Şimdi babalar, aileler çocuklarını zorla futbolcu yapmaya çalışıyor.
Eskiden, fedakar amatör takım yöneticileri vardı, şimdi bu işi rant için yapanlar da çıkmaya başladı. Galiba samimiyet vardı eskiden, artık çağa ayak uyduracağız diye maddeyi çok önde tutmaya çalışır hale geldik. Samimi insanlar azaldı, suni çimler gibi suni dostluklar, arkadaşlıklar hakim olmaya başladı sanki futbol dünyasına…
“Allah insanları sevmek sevilmek için, eşyaları ise kullanmak için yaratmıştır” İşte burada terslik başladı.
İnsanlar kullanılmaya, eşyalar sevilmeye başlandı.
İkili diyaloglardan kaldıkça da bu böyle de devam edecektir.
Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odun kalmaya devam edecektir.
Bu bağlamda samimi ve sıcak yönetim tarzı sergileyen Kahramanmaraş Büyükşehir Gençlik ve Spor Şube Müdürü Halil Bozdoğan’a bir teşekkür borçluyum.
Çünkü ben direkt temas ve hep beraber inanılmış ve uğrunda çok çalışılan “Vizyon” ve
“Misyon”umuz’a "Biz" olgusuna çok inanıyorum.
Bu pozisyonu sağlayan Sayın Halil Bozdoğan’a Teşekkür eder bu samimiyetin ve ikili ilişkilerin sıcak temasla devam etmesini temenni ederim.
Kalın Sağlıcakla…